Belli bir mesafede dururken huzur dolu görünen ev içi hallerinin yakından bakınca aslında nasıl bir şiddet içerdiğini fark ettim. Bu kadın için, “evin içi tuzaklarla doludur.” Peki ev nedir? “Ev bir kelime midir yoksa içinde taşıdığın bir şey mi?”
Yerel Dilde Korku
Korku-yorum
İçimizde ya da dışımızda her an ortaya çıkmaya muktedir bir faşizmin, kendini koruma eğilimi nazarında hazır olduğunun farkındayızdır. Ferit Edgü, korkunun envai çeşit biçimini sıraladığı adeta bir vecd hali içindeki Korkuyorum şiirinde “Korkuyorum yazılmamış tarihten” derken, henüz tecelli etmemiş fakat her an ortaya çıkabilecek benzer bir potansiyelden bahseder.
Güç ve Şiddetli Öfkesizlik
Tam da bu alanın içerisinde konumlanan boks makinaları çevresinde dolaşmaktayım. Burası beden, güç ve iktidar üçlüsünün nasıl organik bir bağ üzerine kurulu olduğunu gözlemleyebileceğimiz ‘’oyun’’ alanı. Oyun alanı diyorum çünkü bu hem ilk anlamıyla ‘’oyun’’, hem de ikinci anlamıyla… Bedenin performatif edimleri içinde ‘’oyun’’ ve şiddet ikilisinin her an yer değiştirmeye hazır, nasıl kaygan bir zemin üzerinde olduğunu görebiliriz.
Görünmezlik Örtüsü
Fotoğrafı bir hafıza mekânı olarak merkezine alan Görünmezlik Örtüsü, “bastırılanın geri dönüşü” ile boşluğa üşüşen yaşantı, anı ve izleri geçmişten bugüne çağırıyor. En kişisel hikayede, ortak olanın izinin sürüldüğü çalışmada, geçmişin bugünle kuracağı ilişki de kaçınılmaz olarak dehşetli olacaktır. Unutmak kadar, hatırlamanın da içinde barındırdığı dehşetlilik gibi…Yeri doldurulamaz olanın boşluğu ile baş başa kalarak iyileşmenin imkanını sorgulayan bu çalışma Görünmezlik Örtüsünü aralama çabasıdır